içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

TÜRKLERDE ALP ERENLİK ÜLKÜSÜ

Dosttan mahrum olan, düşmana mahkûm olur. 

Demir serttir, yaratılışında vardır sertlik. Öyle de olması gerekir. Yaşantımızı ayakta tutar, her isteyenin keyfine göre eğilmez, yanlış ellerde eğildiğinde de şekli bozulur. İşte Alp demirdir. Yüzyıllara meydan okur. Ne rüzgarda savrulur, ne darbelerde yok olur. Fakat, marifetli bir usta onu ateşle yakar, eritir, istediği kıvama getirir. Hatta demire su vererek onu çelik yapar, ortaya çıkan sanat eserine de Alp Eren denir.  

Alp kelimesinin anlamı, tarihte kişilere, milletlere göre değişmiştir. Alp yüksek, cesur anlamında olduğu gibi, düşmana göre Alp, kâbus demek olmuş, yardıma muhtaç birine göre hayal, peri anlamında kullanılmış, suç işleyen birine göre de gece karşısına çıkan ruh, anlamında kullanılmıştır. 

Bir insanın nasıl ki bir DNA kodu varsa milletlerin de kodları vardır. Bugün dikilen mezar taşları, mezar yerinin kaybolmaması için dikilirken; o günkü balballar, yaşam izlerinin kaybolmaması içindi. Hiç kimse babasının adıyla, malıyla anılmadı. Yaptıklarıyla ya tarihe geçti ya da tarih oldular. 

Belki de nice yiğitler isimsiz kaldı, Dedem Korkut karşısında. Öyle kolay değildi, Alp olmak, isim almak. Utanç vericiydi, bir yiğit namına ulaşamamak. Bozkır kültürü keskin çizgilerle bunun adını yazsa da Türk’ün kaderi ezelden böyle çizilmişti. 

Alp kelimesi Pir-i Türkistan Ahmet Yesevi’yle Alp Eren şeklini alarak İslamiyet’in ve tasavvufun etkisiyle demiri en güzel haline getirmiştir. Anadolu Moğolların ve Haçlıların eline geçmek üzere iken Alp Erenler sayesinde bugün Anadolu kalmıştır. Fetihlerden önce fethedilecek yere giden Alp Erenler, öncelikle oradakilerin gönlünü fethederek Türk ordusunun yolunu açmıştır. Malazgirt'te giydiği beyaz elbiseyle -Ölürsem, bu benim kefenim olsun, diyen Alp Arslan, öldüğünde Issız acun kaldı, diyen şairlerin Alp Er Tunga’nın  yokluğunu dünyaya anlatması, oğlu Davud’un ölümüne üzülen Melik Şah'ın mezara mektup bırakıp cenge gitmesi... Daha sayacağımız yüzlerce Örnek. Bu yüzdendir ki Alp şereftir,onurdur.Alp;milletine canını sunmuş kimselerin bir zırhıdır. Bu zırhı giyene tarihi ölümsüzlük verilmiştir . Sarı Saltuk, Barak Baba ve Hacı Bektaşi-ı Velî Oğuz Kağan, Atilla, Bilge Kağan, Satuk Buğra Han, Karahan, Selçuk Bey, Çağrı Bey, Alparslan, Melikşah, Danişment Gazi, Osman Bey, Fatih, Yavuz, Abdülhamit.. 

Bir sevdadır ,Türkistan , 

Bir menzildir, Liva ül hamd sancağı altında Oğuz Kağanla ölümsüzlüğe yürümek, 

Bir gayedir, yer ve gök arasına Nizam-ı Alemi ilmek ilmek örmek, 

Bir yoldur ,Horasan’dan, Söğüt’e kalabalıklar içinde yalnız yürümek, 

Bir destandır, Şeyh Edebalı,Orhan Gazi,Kurt Baba ve Erbaturlarla yan yana gelmek, 

Bir hayattır, son nefeslerine kadar isimleri dahi bilinmezken, El Celil tarafından bilinmek, 

 Bir mühürdür, mürekkebi göz yaşı olup, Kayraları kalleşçe tuzağa düşürenleri hafızalardan silmemek, 

 Bir kapıdır, her ne ararsan kendinde arayıp kırk makamı görmek, 

 Bir yârendir, olursan ol yine gel sözünü söylemek, 

 Bir hoşgörüdür, yaratandan ötürü yaratılanı sevmek, 

Bir yemindir, İ’lâ-yı Kelimetullâh sözünden dönmemek.

Bu yazı 682 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum